Progressive Rock

Progressive Rock

10 Temmuz 2012 Salı

Cardiacs - A Little Man and A House and The Whole World Window

 Beş ayımı Adana'nın dağlarında büyükbaş hayvan çalan kötü adamları kovalayarak geçirdikten sonra ve ben yokken oldukça kalabalıklaşan evimden ayrılarak en fazla bir kilometre uzakta olmasına rağmen tamamen farklı bir dünya olan yeni evime yerleşmemi takiben sonunda Füsen Bakudan'a ayıracak biraz vakit buldum.
 Dünyanın en meşhur müzik dergilerinden biri olan NME tarafından editoryal yasak yemiş, ne idüğü belirsiz bir müzik türü yapan, popüler bir ingilizce deyimin kötü bir çevirisiyle özetlemem gerekirse "kimsenin duymadığı en iyi grup" olarak literatüre geçen Cardiacs ve ismini şu anda bir daha yazamayacağım muazzam albümüyle sahalara dönüyorum.


Albümü nereden duyduğumu hatırlamıyorum ama illegal olarak indirdikten bir süre sonra bilgisayarımda o klasörden bu klasöre savrulurken "bu ne acaba" diye bir dinleyeyim dedim. Bakır üflemeliler, piston sesleri, metal perküsyonlar ve Geddy Lee tarzı vokaller kulağıma çalınırken işin açıkçası biraz şaşırdım. İlgi çekici, kısa ve "s" ile biten isminden sebeblidir herhalde, ben kendilerini bir punk grubu zannediyordum. İşin en ilginç yanı ise müziklerini son günlerde hatim etmeme rağmen hala da punk grubu olmadıklarından emin değilim.

İlk şarkı "A Little Man And A House"un ilk üç dakikası yukarıda tarif etmeye çalıştığım bir belirsizlikle sürdükten sonra çok acayip şeyler olmaya başlıyor. Berkeley'den mezun profesyonel sadelikte vokaller yerini Van Der Graff tarzı kırık detone bağırışlara, bir müzikal edasıyla sakin sakin çalan üflemeliler ise yerini adeta bir Gentle Giant albümündeki aksaklıkta, daha önce belki hiç duymadığımız bir akor düzeniyle çalan bir gitara bırakıyor. Bu arada piston sesleri ve koro şeklindeki back vokaller devam ediyor ve bu acayip albümün acayip giriş şarkısı üzerine düşen görevi fazlasıyla yapıyor. 

Daha ikinci şarkıya yeni geçiyoruz ki yine çok tanıdık bir melodi kulağımıza çalınıyor. Albümdeki favori şarkım olan "In a city lining"de fena şekilde Faith no More'a benzeyen bir tını var. Kısa bir wikipedia gezintisi, Cardiacs'ın FNM'ye ilham kaynağı olmuş bir grup olduğunu doğruluyor ve rahat bir nefes alıyoruz. Cardiacs vokali allah affetsin çok çirkin bir adam olan Tim Smith, bir notası bir notasını tutmayan kırık vokallerine devam ediyor uzun bir süre. 2. dakikanın sonuna geldiğimizde 3/4'lük bir waltz ritminin ardından beklenen coşku geliyor. Çok çılgın bir ska ritmiyle üflemeliler bir anda yeteneklerini ortaya seriyor. Dünyanın bir yerinde askerden yeni gelmiş bir yalnız adam da "Noluyor mına çakim??" diyor ve o gece bu albümü yandan yemiş progresif rock bloguna yazmaya karar veriyor. Gitgide hızlanan finalinde Tim Smith'in karısı Sarah saksofon becerilerini sonuna kadar kulaklar önüne seriyor (??)

Albüm polka'dan ska'ya, ortaçağ müziğinden, modern pop melodilerine oldukça geniş bir müzik şöleni şeklinde devam ediyor. XTC, Genesis ve Gentle Giant esintileri albüm boyunca peşimizi bırakmıyor ki grup da bu gruplardan etkilendiklerini hiçbir zaman gizlemiyor.

Grubun müzik yaşantısı boyunca yaşadığı en büyük problem fark ettiğiniz gibi bilinmeyen bir grup olmaktan kurtulamamaları ve bu problemi çözmek için hiçbir çaba sarf etmemiş olmalarıdır herhalde. Yine de en çok bilinen singleları "Is This The Life" bu albümde bulunuyor. Ve albümün geri kalan kısmıyla oldukça alakasız bir 80'ler klasiği havasında başlayıp bitiyor. Adeta bu şarkıyı daha önce dinlemiştim dedirten melodi büyük ihtimalle bir çok modern klasiğe de ilham vermiştir.

Dive'la tam bir ska/punk parçası havası yakalanıyor. Aralardaki saykidelik polka cinneti ise yine biz istemesek de var. "Bunlar ne yemiş?" diye sormadan edemiyoruz Füsen Bakudan yazarları olarak.

Genel bir değerlendirme yaparak hızlı bir geçiş yapmam gerekirse, ki bence albümün en büyük eksisi fazla uzun olması, şu noktalar beni son 4 günümde epey bir keyiflendirdi;

A Little Man and A House - 03:00
In a City Lining - 02:15
The Breakfast Line - 02:20 (geçen süpermarkette yakalandım bu kısma ve bayağı bir bad trip olayı yaşandı)
The Whole World Window - Tamamı

Bunun haricinde de bir çok eğlendirici, şaşırtıcı, şok edici, mutlu edici, mutsuz edici an mevcut albümümüzde.

2008 senesinde kalp krizi geçirerek, o zamandan beri de tam olarak sağlığına kavuşamamış Tim Smith şüphesiz bir müzikal dahi. ---Buraya en beğendiğiniz cardiacs ve kalp krizi esprisini koyabilirsiniz (Ki grubun ilk ismi de Cardiac Arrest'tir)----

Tim Smith 80'lerde yüzünü boyayarak sahneye çıkmakta ve belki de bunu tipsizliğini gizlemek için yapmaktayken hemen aklımıza şu geliyor. Ulan progresif rockçılar yüzünü boyamayı bırakalı 10 sene olmuş. Bu adam ne yapıyor böyle? (70ler progresif yüz boyama, 80ler glam yüz boyama, 90lar death metal yüz boyama şeklinde geleneği özetleyebiliriz.) 

Neyse, ne diyorduk? Evet Tim Smith bir dahi. Bu sebeptendir ki dinleyenlerin ya hayran kaldığı ya da nefret ettiği albümleri hiçbir zaman "orta" puan almamış. NME'yle olan kavgaları ise hiçbir zaman bitmemiş ve belki de NME'den yasaklı olmaları da popüleritelerini oldukça negatif etkilemiştir.

Bu arada Cardiacs'ı belki artık canlı izleyemeyecek olsak dahi Youtube'daki vidyolarından en az Peter Gabriel dönemi Genesis'i kadar tiyatral ve en kompleks şarkılarını dahi en az Gentle Giant kadar temiz çalan çok yetenekli müzisyenlerden oluştuğunu görmek mümkün. Biliyoruz ki canlı çalabilen müzisyen, gerçek müzisyendir. (şimdi uydurdum).

Neyse, yeni evimin ilk günlerde bana çok iyi vakit geçirten bu adamın o kadar da çirkin olmadığı müjdesini vererek albümün muazzam finali "The Whole World Window" eşliğinde sizlere veda ediyorum. Umarım iyileşirsin Timmy.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder