Progressive Rock

Progressive Rock

2 Aralık 2010 Perşembe

King Crimson - Discipline


Ne yazsam, ne yazsam. Quadrophenia'nın şu anda altından kalkamam. Selling England By The Pound? Yok artık. Crime of the Century? Pff. Uğraşamam. Power and the glory? Camirunar'ın hakkıdır o. In the court of the crimson king? Çüş!

Dur ya şöyle bir şey yapayım. ELEPHANT TALK!



Anam bu adamlar kafayı yemiş. Prog-rock yaptıkları söylendiğinde her zaman itiraz etmiş Robert Fripp gruba 7 yıl ara verdikten sonra öyle garip bir şey yapmaya karar verir ki..

Saçmasapan, new wave, aksak, karanlık, tekno, atmosferik orman metal. A'dan E'ye harflerle grubun yeni elemanı Adrian Belew aklına gelen bütün kelimeleri söylerken arkada Progressive müziğin en büyük dehalarından sayılan Robert Fripp ve ekibi cıstak cıstak şappi bir şeyler çalıyor. Elephant Talk bundan ibaret. Bu ne lan? Filler kafamda singing in the rain'i çekiyor.

Frame by frame'le alacakaranlık kuşağı devam ediyor zannederken biraz edebimize adabımıza kavuşuyoruz. Adrian Belew'un vokal kalitesiyle John Wetton'ın bayrağını ileri taşıdığı da kulağımızdan kaçmıyor.

Matte Kudasai nedense bana lost in translation'ı hatırlatıyor. Herhalde isminden dolayıdır. Chapman stick'ler havada uçuşurken, smooth jazz ballad tarzıyla ilk iki şarkıdan kalma yorgunluğumuz uykuyla kavuşuyor. İyi Geceler.

.......
......
.....
....
...
..
.
....
...
..höeh! Noluyor lan? Darbe mi oldu? Hay bill bruford kadar kafanıza taş düşsün. In-dis-cip-line! İnanılmaz bir coşkuyla patlıyor. 7 sene öncesinin One more red nightmare'ı yılların devinimiyle epey bir tempo kazanarak üzerimize üzerimize gelmiş. Adrian Belew, saçmasapan bir şeyler söylüyor. I repeat myself when under stress diyip duruyor. Karısı buna gördüğü bir heykelle ilgili bir mektup mu yazmış, hoşuna gitmiş de tekrar mı bakmış, görümcesi de yok ben dedim size özele gidelim diye mi demiş öyle bir şey. Bu esnada Robert Fripp'le Bill Bruford 34 - 35 yaşında koca koca adamlar, stüdyoyu yıkıyorlar yemin ederim.

Thela Hun Ginjeet var sırada. Sanırsam Kobayancada tepedeki çimenlik demek. Albümün başındaki funky hava geri geldi. Zaten Elephant Talk'u da andırıyor şarkı. Andrew Belew aralarda Londralı rastafaryanlarla ve polisle girdiği münakaşaları anlatıyor. Bu nasıl bir sanat anlayışı. Ben de size şimdi albümü değil de geçen gün cevahirde gördüğüm taş gibi hatunu anlatayım oldu olacak.

Robert Fripp'in ilginç alet edevatlarının mellow bir ritmin üzerinde koşuşturduğu oldukça garip bir şarkı The Sheltering Sky günümüz trip hop'ının temellerini oluşturuyor adeta.

Albümün bütün riflerini üst üste çalınca discipline diye hipnotik bir kapanış şarkısı çıkmış ortaya. Aman uyurken dinlemeyin. Manyak olursunuz. 5/8, 7/8, 13/10, 24/33 allah ne verdiyse. Bir kulağınıza Stravinsky, bir kulağınıza lady gaga takın daha sağlıklı bir uyku uyursunuz.

Remastered Edition dinliyorsanız yüzyılın en büyük saçmalığını da bonus olarak dinleyebilirsiniz. Matte Kudasai ile hiçbir bağlantı kuramadığım Matte Kudasai (Alternative Version) diye bir şarkı (??????)

Robert Fripp'i artık yolda görsem selam vermem. Öbür tarafta iki elim yakasında olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder